Bir psikolojik danışman olarak; toplumun zihinsel, fizyolojik ve ruhsal sağlığı dengede bireylerden oluşabilmesi için erken çocukluk sürecinin bilinçli bir şekilde desteklenmesi gerektiğine inandım.  Beni  daha fazla ebeveyn ve çocukla buluşturacak yolculuğum bir anaokulu kurmaktan geçiyordu. Uzun yıllar kurumsal okullarda ilkokul çocukları ile geçen deneyimim bana mutlu bireylerin ilkokuldan da önce her adımının ilmek ilmek işlenmesi gerektiği bir erken çocukluk dönemi olduğunu gösterdi.

2008 yılında Koşuyolu’nda kurulmuş olan adını çok sevdiğim Düşlerevi Anaokulu’nun düşlerimi gerçekleştirebileceğim adı gibi güzel bir başlangıç olacağına karar verdim. Çünkü düşlerim çocuktu. Çocuktu hayallerim, bu yüzdendir ki hiçbir gün işe geldiğimi düşünmedim. Çünkü bir insan için en büyük ödül , severek yaptığı bir işi sürdürmekti. Bu sevgi çocuklara yansıdı, bu sevgi eğitime yansıdı ve dolayısıyla hep değişip dönüşerek büyümemize ışık tuttu. Bu sevgiyle büyüyen yolculuğumuzda her çocuğun biricik olduğunun farkındaydık. Atatürk’ün izinde geleceği çocuklara bıraktığımızın bilinciyle hareket edip, yarının mühendislerini, doktorlarını, öğretmenlerini ve hangi işi yaparsa yapsın insani değerlerle yapması gerektiğini aşılayabilmek öncelikli hedefimiz oldu.

2008 yılında Özel Okullar Birliğine kabul edilen okulumuz seçkin okullar arasında yerini almıştır.