Oyunla Öğrenmenin Gücüne Birlikte Tanık Olun

Anaokulunun kapısından içeri adım atan bir çocuk için her şey bir keşif alanıdır. Renkli bir oyuncak, yeni tanışılan bir arkadaş ya da bir kağıt parçasından yapılan kukla… Dışarıdan yalnızca oyun gibi görünen bu anlar, aslında miniklerin dünyasında büyük gelişimlerin başladığı anlardır.

Düşler Evi’nde biz bu oyunun değerini çok iyi biliyoruz. Çünkü çocukların en iyi, en doğal ve en kalıcı şekilde oyunla öğrendiğine inanıyoruz.

Oyun Neden Bu Kadar Önemli?

Bunu şöyle düşünün: Biz yetişkinler bilgiyi kitaplardan, eğitimlerden alırken çocuklar öğrenmeyi hayatın kendisinden alır. Onlar için öğrenme; dokunmak, hissetmek, deneyimlemek ve yaşayarak anlamaktır. İşte oyun da bu öğrenmenin en güçlü aracıdır.

Araştırmalar da bunu destekliyor: Oyun sırasında aktif olan çocuk beyninde, öğrenmeyi destekleyen bölgeler çok daha hızlı çalışıyor. Üstelik sadece bilişsel değil, sosyal ve duygusal gelişim de bu sırada güçleniyor.

Bizim İçin Oyun = Eğitim

Düşler Evi’nde oyun hiçbir zaman ‘sadece eğlence’ değildir.
Her etkinliğimizin altında bir pedagojik hedef, bir gelişim amacı vardır. Fakat bunu çocuğa doğrudan öğretmeye çalışmayız. Biz çocuğa fırsat sunarız, o da oyunla kendi yolunu bulur.

Örneğin:

Sanat Atölyeleri

• El-göz koordinasyonu gelişir
• Renkler, formlar, neden-sonuç ilişkileri anlaşılır
• Kendini ifade etme becerisi desteklenir

Bloklarla Oyun

• Problem çözme ve deneme-yanılma becerisi gelişir
• Sabır, odaklanma ve yaparak öğrenme desteklenir

Rol Oyunları (Kuklalar, drama köşesi vb.)

• Empati kurma
• Duygularını ifade edebilme
• Topluluk içinde kendini güvende hissetme

Ve en önemlisi: Çocuklar bunların hiçbirini “ders çalışıyoruz” bilinciyle değil, oyunun doğallığı içinde öğrenir.

Eğlenirken Gelişmek Önemli!

Pek çok velimizden şu cümleyi duymuşuzdur:

“Evde oyun gibi görünen bir şey aslında meğer çocuğumun birçok becerisini geliştirmiş!” (burası tamamen rastgele konulmuştur, sizin önerdiğiniz bir cümle de konulup açıklaması buna göre düzenlenebilir)

Bu bizim için çok kıymetli. Çünkü eğitim anlayışımızın çocuklarda gerçek karşılık bulduğunu gösteriyor.
Bir çocuğun kendi ayakkabısını giyerken gösterdiği kararlılık, sıra beklerken hissettiği sabır ya da bir arkadaşına “hadi birlikte oynayalım” diyebilmesi… Bunlar akademik başarıdan önce gelen gerçek kazanımlardır.

Eğlenceyle Eğitim Arasında Köprü Kuruyoruz

Eğitim sistemimiz Montessori, Reggio Emilia, Waldorf ve High Scope gibi dünyaca kabul görmüş yaklaşımların en etkili yönlerini harmanlayan eklektik bir modeldir.
Bu da bize oyunla öğrenme sürecinde:

• Özgürlük
• Yaratıcılık
• Disiplinli yapı
• Gözlem ve bireysel rehberlik

gibi unsurları dengeli bir şekilde kullanma imkânı verir.

Her çocuk benzersizdir. Biz de her çocuğa bu benzersizliği keşfetme alanı sunarız.

Çocuğunuz sınıfta bir hikâyeyi canlandırıyor, çamurla bir şekil yapıyor ya da renkli düğmeleri boy sırasına diziyor olabilir…
Ama o anda yalnızca eğlenmiyor. Düşünüyor, hissediyor, öğreniyor, büyüyor.

Ve biz Düşler Evi Anaokulu olarak, bu büyümeye tanıklık etmekten her gün yeniden heyecan duyuyoruz.